Yaz spor oyunu olarak kabul edilen branşları seçim telaşı almış.
Seçim telaşı derken aslında ortada bir telaş olmadığı gibi gerçek anlamda seçimde yok. Bir yanda % 95 oranıyla koltuğunu koruyan ve koruyacak olan başkanlar, diğer tarafta ise bırak seçimi kazanmayı aday olabilmek için gerekli % 15 lik delege imzasını toplama mücadelesini bile vermekte zorlanan, engellenen rakip adaylar.
Mevcut delege sistemi değişmedikçe ne kadar iddialı olursan ol ne kadar camia desteği alırsan al seçimleri kazanmak bir yana aday olarak Genel Kurul a girmek bile küçük çapta bir mucize gibi.
Federasyon başkanı olmak isteyenler 15 yıldır sistemi değiştirmek için vermeleri gereken hukuki mücadeleyi vermeyip sadece aday olabilmek için mücadele verdikleri içinde sonuç alamamakta.
MEVCUT SİSTEMİN SAKATLIKLARI
Siz hiç Baro seçimlerinde oy kullanabilmek için aktif avukat olamazsın,
Ticaret Odasında oy kullanabilmek için ticareti bırakmış olmalısın,
Milletvekili olmak için aktif siyaseti bırakmış olmalısın şeklinde bir şart duydunuz mu?
Ama aktif olarak antrenör, hakem ve sporcu isen kendi federasyon seçimlerinde oy kullanamazsın. Peki kim oy kullanacak, kim kendi sorunlarını genel kurulda ifade edecek?
Hiç kimse.
Hakem, antrenör olarak mesleği bırakmış ve sporla ilgilenmeyen bir kişi olursan ancak o zaman sistem sana müsaade ediyor. Ve enteresandır ki 15 yıldır bu garabeti benden başka ifade eden bir Allah’ın kuluna rastlamadım.
İkinci olarak delege sayısı sınırlaması geliyor. 3500 den fazla kulübü bulunan Taekwondo ile 100 tane kulübü olan Halter eşit sayıda en fazla 300 delege ile genel kurul yapmak zorunda kalıyor. Taekwondo seçimlerinde 3500 kulüpten sadece 215 i temsil edilip temsil oranı % 6 da kalırken Halter ve Güreş gibi branşlarda bir kulüp 6-7 delege ile temsil ediliyor.
Üstad Necip Fazıl ın dediği gibi “bir kişiye tam 9, 9 kişiye 1 pul. Bu taksimi kurt yapmaz, kuzulara şah olsa”. Ama bizim sistemde yapılıyor.
Temsilde adalet gibi çok temel bir hukuk ilkesine apaçık aykırı bu garabeti düzeltmek için hiç kimse herhangi bir girişimde veya talepte bulunmuyor.
Delege sayısı az olduğu için de mevcut yönetimler veya onların yerine seçilmek için çaba gösterenlerin kullandığı tek yol delege hakkı kazanan kulüplerin temsilcilerine kişisel vaatlerde bulunmak oluyor. Sporun vizyonu, projeler, rekabeti artırmak gibi hususlardan bahseden bile yok neredeyse.
Bu sistem içinde ne mevcut yönetimleri ne de ufak vaatlerle yön değiştiren delege sahiplerini kınamak doğru değildir. Eleştirmek en kolay yoldur. Herkes sistemin gereği ne ise onu yapıyor.
Temsilde adalet sağlanıp delege sayısı artırılıp faaliyet gösteren her aktif spor temsilcisine söz hakkı verilirse mevcut Federasyon yönetimleri de rahatlayacak, seçimleri kazanmak için delege avına değil gerçek projeler ve başarılarla camianın takdirini ve desteğini kazanma yoluna gideceklerdir. Kendi branşım olan Taekwondo da mesela 3.500-4.000 delege ile seçim yapılsa Federasyon Başkanı kimseye milli takım antrenörlüğü, sporcusunu milli takıma alma, MHK ve Teknik Kurula alma gibi vaatlerle uğraşmayacaktır diye düşünüyorum.
Mevcut sistem kalitesizliği teşvik ettiği için yüksek donanımlı antrenör ve hakemler sistem dışına çıkmaktadırlar. O zaman da meydan çapsız, bilgisiz ve yeteneksiz antrenör hakem ve idarecilere kalmaktadır. Bu durum da en çok mevcut Federasyon yönetimlerini sıkıntıya sokmaktadır.
Spora en çok yatırımın yapıldığı, modern tesis yapımında dünya liderliğine soyunulduğu, mevcut hükümetin spora, sporcuya ve spor adamlarına her türlü desteği verdiği, malzeme temini sıkıntısı çekilmediği, kadrolu ve sözleşmeli antrenör istihdamında rekorlar kırıldığı, Halk Eğitim sistemi ile hemen hemen her spor adamının gelir elde ettiği bir yapıda, Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip ERDOĞAN ın daha sporcuların teri kurumadan branş ayrımı yapmaksızın tebriklerini ve desteklerini ilettiği, mevcut Spor Bakanımızın yarışmalarda sporcularla aynı heyecanı içten bir şekilde paylaştığı bu dönemde Tokyo Olimpiyatlarında alınan sadece 13 madalya ile öğünebiliyorsak bu kadar imkan ve fırsatı israf ediyoruz demektir.
Spor rekabet demektir.
Adil bir temsil sistemi ile gerekli rekabet ortamı oluşturulup sportif performans değerlendirme ve denetleme işlemleri yapılmazsa boşa kürek çekilmeye devam edilir. Bu şekilde bir seçim yerine doğrudan atama yöntemi ile federasyon yönetimleri oluşturmak daha doğru olacaktır. En azından camialarda bölünmeler, kamplaşmalar olmaz.
Son söz de potansiyel Federasyon Başkan adaylarına;
Rita Mayer Brown diyor ki “Aynı şeyi tekrar tekrar yapıp farklı sonuçlar beklemek deliliktir”
Seçimleri kazanmak istiyorsanız, imza toplamakla değil seçim sistemini değiştirecek hukuki mücadele ile meşgul olun.