Bir arkadaşımız var… Avrupa Şampiyonu, spor yazarı derken işi sebze halinde kabzımallığa döktü… Derin anlamları içerdiği düşüncesi ile sebze isimlerinden başlık ürettiği yazısında Samsun da yapılan Yıldızlar Türkiye şampiyonası gözlemlerini aktarmış.. Ombudsman havalarında ona buna tavsiyelerde bulunan bu arkadaşımız nedense işin en kolayına kaçıyor. Birilerini itham ediyor ama isim vermiyor… Cevap hakkı doğmasın diye düşünerek. Değerli Muhlis Koyuncunun her tarafa eşit ve tarafsız olma iddiasını sürekli olarak belirttiği sitesinde kendisine tahsis edilen arazide kaçak gecekondu dikiyor.
SMS uzunluğundaki notlarını spor köşe yazısı olarak lanse ettiriyor. Yakın tanıyan arkadaşlardan öğrendiğimiz kadarı ile gizli gizli federasyon başkanlığı hayalleri kuruyor. Bunun için olmadığı halde(kendisi gençler Avrupa şampiyonudur) Avrupa Şampiyonu ve Spor yazarı sıfatlarını olur olmaz her yerde kullanıyordu… Neyse ki ikazlarımız sonuç vermiş ki artık sadece antrenör sıfatı ile iktifa etmeye başlamış. Bu da erdem sayılmalıdır.
Bu arkadaşımızla sene başında Alanya da yapılan Türkiye Şampiyonasında Cengiz Yağız ve arkadaşlarının toplantısında görüştük. Bizden hızlı bir muhalifti. Bizden keskin eleştiriler yapıyordu…. Sonra ne oldu ne bitti anlamadık, yazdığı hafiften bir federasyon eleştiri yazısında hakemlerin kötü yönetiminden bahsetti. Bazı yerlerden gelen etkili ikazlardan sonra bu arkadaşımız hemen bu hafif eleştiri yazısını yok etti. Arkasından hızlı bir sosyal medya takipçisi olarak muhalefet elemanlarının her mesajını her yazısını takip etmeye ”DURUMDAN VAZİFELER” çıkarmaya başladı… Muhalefet e çakmaya başladı… Her eleştiriyi eleştirdi… Londra olimpiyatlarını yorumladı, Servet Tazegül’ün hocasının ismini de zikrederek başarısını anlatırken, Van’dan gelen Nur Tatar’ın hayatını ve çektiği zorlukları da aktardı ancak onunda bir hocası olduğunu pek çok zorluğu hocası olan Ömer Kızılaslan’la aştıklarını ifade edemedi. Belki de bir yerlerden yine ikazlar gelir ve yazısını kaldırmak zorunda kalırdı…
Samsun da olan bir olayı Cengiz Yağız ve ekibine saldırmak için bahane olarak kullanan bu arkadaşımız, yoldan geçen kamyoncuya bile şilt dağıtılırken, Nur Tatar ı yetiştiren Ömer Hocaya selam bile verilmemesini, İlk Dünya Şampiyonumuz Yılmaz Helvacıoğlu’nun adının bile anılmamasını, herkesin idolü olan, ismini orada katılan tüm sporcu antrenör ve hakemler bilirken, kendisinin orada olduğunun anons edilmemesini, bir madalya bile taktırılmamasını görmeyen bu arkadaşımız, hafiye gibi Taekwondoya sahip çıkan arkadaşlara mütemadiyen vurmaya çalışıyor…
Arkadaşım federasyon başkanı olmak istiyorsan mevcut federasyonun hatalarını dillendirmekten kaçınıp onlara yaranmaya çalışmayacaksın, Spor yazarı olmak istiyorsan muhalefeti değil icracı olan iktidarı eleştirmeyi bileceksin. Onlara bir eleştiri yaz bize 10 tane yazabilirsin…
Sebzeleri de rahat bırak…