Yeter artık, özerklik kandırmacasından sıkıldık. Niye mi? İşte örnek. 9 Mart’ta Halter Federasyonu başkanlık seçimi yapılacak.
Tükenmiş, prestiji yerde sürünen bu spor dalını kurtarmaya iki aday var. Biri eski başkan Kenan Nuhut. Diğeri resmen açıklamasa da Spor Genel Müdür yardımcısı Tamer Taşpınar.
Nuhut yıllarını haltere vermiş, hatasıyla günahıyla hizmet etmiş bir spor adamı. Seversiniz sevmezsiniz, böyle bir dönemde elini taşın altına koymaya hazırlanıyor.
Taşpınar devletin bürokratı. Halterle ilgilisi belki seyirci düzeyinde. Ama o da aday. Üstelik basına yansıyan sözleri, özerkliği korumakla görevli bir spor yöneticisi profiline tamamen ters.
Ne diyor Taşpınar? “Sayın Bakan, başkanlık için beni işaret ediyor. Dopingi ben temizlerim.”
Aslında delegelere mesaj yolluyor Taşpınar. “Seçimde beni destekleyeceksiniz, siyaset öyle buyuruyor.”
Alın size koca bir itiraf.
Eee, nerede kaldı özerklik? Hani siyaset sporun dışında idi?
Taşpınar çeyrek asırdır bu teşkilatta. Halterin dibe vurmaya başladığı 2004 yılından beri de üst düzey yönetici.
Niçin o günlerde çıkıp bu göreve talip olmadı? Niye ilgi alanındaki tekvando değil de halter? Hangi amaçla araya hatırı sayılır isimler koyup Nuhut’u adaylıktan vazgeçirmeye çalışıyor?
Biliyorum, boşuna konuşuyoruz.
İşi değil işini bilenlerin kabul gördüğü bir toplumda, görev hak eden yerine hak ettiğini sananlara verilir ki, zamanımızda bunu yadırgayanlar ayıplanıyor!