Değerli bir kardeşim, facebook hesabında bir mesaj geçmiş; ”Türkiye Ümitler Şampiyonasında şu anda finaller yapılıyor” diyor. Saat gece yarısı 22.30…
Güzel kardeşim, sana soruyorum…
Milli takım antrenörü olduğunu da yazmışsın… 16-20 yaş arasındaki bir sporcunun 1 günde 8 maç yapıp, sabah 08.00’den gece 22.30’a kadar maç ortamında olması ve o saatte maça çıkması sence doğru mudur?
Cevap? Farkında bile değilsin değil mi… Bazı arkadaşlarımın da şartlar böyle mecburen uyuyoruz dediğini duyar gibi oluyorum…
Peki, ben soruyorum… Bu şartları yaratan kimdir? Cevap, federasyon yönetimi değil mi?
Federasyon yönetiminde bulunan değerli arkadaşlar, sizler bu durumları bilmiyor musunuz? 16-20 yaş grubundaki bir sporcunun böyle bir yarışmaya katılması sağlığı ve psikolojisi açısından uygun mudur? Tıbbi açıdan sporcunun neler kaybettiği hakkındaki düşünceleriniz duymak isterim. Bu konu ile alakalı olarak spor genel müdürlüğü bünyesindeki spor hekimlerine danışmanız durumunda size gerekli açıklamada bulunacakları aşikârdır. Kaldı ki, sizlerde spor akademisinden mezun olmuş kişilersiniz. Bunları bilmeniz gerekir… Olimpiyatlarda yarışan bir sporcu bir sonraki maçına çıkmak için mecburi olarak ne kadar dinlendiriliyor, herhalde biliyorsunuzdur. Peki, bizim ülkemizin yetişen sporcuları neden bundan mahrum durumdadır…
Sonuç olarak yine aynı yere geliyoruz; lütfen artık iktidar, muhalefet kavgasını bırakalım. Doğru neyse onu yapmaya çalışalım. Bu yapılmış olan şampiyona, daha güzel bir şekilde düzenlenebilirdi… Bu şampiyonada; ne hakem, ne antrenör, ne idareci ve ne de sporcu rahat bir ortamda maçlara katılmaktadır… Çünkü sabahın köründen akşamın karanlığına kadar, ha babam de babam müsabakaları bitirmeye çalışmaktadırlar. Herkese yazık oluyor… Ayrıca, millî takıma sporcu seçimi de çok sağlıklı bir şekilde olamıyor…
Peki, ne yapmalı diye sorulduğunda ise, cevabın daha önceki yapılan icraatlarda olduğu alenen görülmektedir. Daha önce yapılanlar ele alınıp, üzerinde biraz kafa yorulması ile daha güzel ve daha organize bir turnuva yapılabileceği görülmektedir… Eskiden Türkiye şampiyonası öncesinde 3 bölgeden gelen sporcuların zirve müsabakası olarak görülecek Türkiye şampiyonasına gelmesi bir nebze bu işi çözüme bağlıyordu… Ancak, şimdi sporcu sayılarının 2000’lere ulaştığı göz önüne alındığında, bu bölge sayıları hakkında daha ayrıntılı çalışmalar yapılarak, sporcuların ince eleyip sık dokunmak suretiyle herkesin hakkının verildiği bir sistem oluşturulabilir… Yoksa gecenin 22.30’unda final maçına çıkmak maharet değil, eziyettir… Bu sporun özüne aykırı bir uygulamadır. Her sporcu bizim evladımızdır… Evladına nasıl davranıyorsan, maçlara katılan her sporcuya da ayırımsız aynı davranmak gerekir…
Bunlar nasıl olsa muhalefettir, biz onlara kulak asmayız tavrına girilmemesi umudunu taşımaktayım. Atasözümüzün dediği gibi, ‘bir elin nesi var, iki elin sesi var.” felsefesi ile hareket edilirse birlik ve beraberlik içerisinde daha güzel şekilde maçlarımızı yapabiliriz. Unutmayın ki, o maçlara girenlerin içerisinde size muhalefet olanlarda vardır.
Sizlerden, daha kaliteli hizmetler bekliyoruz… Saygılarımızla…