Yıl 2008… Aralık ayı… Ankara Sürmeli Otelde hummalı bir çalışma var. Taekwondo Federasyonu seçimleri olacak… Seçimlerde üç aday yarışıyor… Mevcut federasyon başkanı seçimleri kazanacağından çok emin… Neyse uzatmayalım… Yoklama, açılış, saygı duruşu ve İstiklal Marşı derken yönetim ve denetim kurulu raporları okunuyor. Ve raporlar bir oldubittiye getirilerek elleri kaldır-indir ve mali kurul raporu ibra ediliyor… Kimsenin bir şey anladığı yok…
Daha sonra, asıl önemli konu olan federasyon başkanı seçimine geçiliyor. Mevcut başkan rahat… İçinden Allah vere de bir aksilik çıkmasa diyor… Oylar atılmaya başlıyor… Daha sonra sonuçlar açıklanıyor. 99 oyla tekrar 4 yıllığına başkan seçiliyor. Çok mutlu.
Ama bilmiyor ve düşünmüyor ki, yaptığı haksızlıklar bir gün mutlaka geri dönecektir. Herkesi kandırdığını sanıyor…
Fakat o da ne; dönemin spor bakanı Faruk Nafiz Özak seçilen başkanın seçimlerde hile yaptığı gerekçesiyle dava açılmasını istiyor. Bunun üzerine dava ”Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü ” tarafından Ankara 2. Asliye Hukuk Mahkemesinde 11.11.2009 tarihinde 2009/418 esas no ile açılıyor… Mahkemece incelemeler tamamlanıyor… ve 07.05.2011 tarihinde dava karara bağlanıyor. Diğer bir ifade ile sonuçlanıyor. Verilen hüküm ise; ”…davalı federasyonun 01.12.2008 tarihli 2.olağan ve 1.mali genel kurulunun ve alınan tüm genel kurul kararlarının iptali…” oluyor…
Kararın gerekçesi ise şöyle;
1) 14 kulübün delegelik hakkı olmadığı halde oy kullandırıldığı,
2) 8 kulübün delegelik hakkı olduğu halde oy kullandırılmadığı,
3) 36 kulübün 2’şer delege hakkı olduğu halde 1’er delege olarak oy kullandırıldığı,
4) Doğru seçim yapılması durumunda ise, seçim sonuçlarının başkanı değiştireceği,
Tespitleri yapılıyor…
Daha sonra mevcut federasyonu bir telaş alıyor… Acaba ne yapsak… Hukuktan anlayan kişiler ile avukatlar bir araya geliyor ve bu konu hakkında kafa yoruyor… Hukuk sistemimizde bunu nasıl bertaraf eder veya erteleyebiliriz diye. Sonra akıllarına Yargıtay geliyor. Çözüm geçici de olsa bulundu. Yargıtay’a başvuruluyor. Yargıtay’da dosya çok… Sırası gelene kadar zaman lehlerine işleyecek. Biz bunu 2012 seçimlerine kadar erteleyebilirsek ve bu mahkeme kararını taekwondo camiasına mümkün olduğu kadar hissettirmezsek ve duyurmasak bu işi yırtarız diyor. Ve zaman çok çabuk geçiyor. 2012 yılı olimpiyat oyunları da sona eriyor. Seçim kapıya dayanıyor. 2 ay içinde seçimler yapılacak. Ama hala Yargıtay’dan bir karar yok. Ve üstelik adli tatildeyiz. Zaman hala mevcut federasyonun lehine işliyor… Yargıtay’dan sonucun ne zaman çıkacağı da belli değil… Ama ortada bir mahkeme kararı var ve o karar da mevcut federasyon yetkililerinin oy sahtekârlığı yaptığını söylüyor…
Şimdi bu durumda; biz taekwondo camiası olarak ne yapmalıyız. İnsan düşündüğünde iki temel karara varıyor. Bunlar;
1) Hiçbir şey olmamış gibi davranıp, bu kişilere tekrar bu şekilde davranmasına müsaade etmek,
2) Karşılarına geçip; hey arkadaş sen neden böyle sahtekârlık yapıyorsun… Senin gibilere bizim camiamızda yer yoktur demek…
Karar sizin…