U20 Dünya Kupasının tanıtımı sırasında “Karşınızda kangal yavrusu Kanki” denmese ne tür bir köpek olduğunu anlayamayacağımız çok tatlı bir maskot sahneye çağrıldı. Aslında “Kanki”, Mehmet Topuz’un hareketini yapsa, (ama koskoca başkanın üzerine gelip ayağını kaldırmak olmazdı) kangal yavrusu olduğu hemen anlaşılırdı. “Kanki”nin etrafını hemen takım elbiseli kalantorlar sardı. Sarar firması o kalantorları 4 yıl daha sardı. Sonra “Kanki”nin Kankeyta’sı Demirören geldi ve o anı foto ile ölümsüzleştirdi.
Maskot, o ülkeyi yansıtırdı.
Maskot, o ülkenin huyu suyu olurdu.
Türkiye’nin aradığı maskot ne terlik, ne aslan, ne toptu.
Türkiye’nin aradığı maskot “Kanki”ydi.
Nasıl değildi ki?
Olimpiyatlarda hezimetin kralını yaşayan 49 Federasyon Başkanının tekrar seçilen 35 tanesi, birilerinin “Kanki”si değil miydi?
Yeni Wushu Fed.Başkanı, eski başkanın “Kanki”si değil miydi?
Yeni Yelken Fed.Başkanı, eski başkanın “Kanki”si değil miydi?
Yeni Atıcılık ve Avcılık Fed.Başkaniyesi, eski başkanın “Kanki”si hatta kız kardeşi değil miydi?
Halter Başkanı, Voleybol Başkanı, PTT Başkanı bazı büyüklerin “Kanki”si değil miydi?
Hentbolda Serdar Eler’e, bilardoda Cumabey Germi’ye, tekvandoda Cengiz Yağız’a zulüm edenler, birilerinin “Kanki”si değil miydi?
Milli Takımın yardımcı antrenörü Okan Buruk, Abdullah Hoca’nın “Kanki”si değil miydi?
Ünal Karaman Şenol Hoca’nın, Müfit Erkasap Fatih Hoca’nın, İsmail Kartal Aykut Hoca’nın, Recep Çetin Samet Hoca’nın, Mutlu Topçu Ertuğrul Hoca’nın “Kanki”si değil miydi?
Abdullah Hoca Göksel Gümüşdağ’ın, Emre Belezoğlu Abdullah Hoca’nın “Kanki”si değil miydi?
Lütfi Arıboğan, Ünal Aysal’ın “Kanki”si değil miydi?
Lütfi Arıboğan, Mehmet Ali Aydinlar’ın, Platini’nin, Cornu’nun da “Kanki”si değil miydi?
Yıldırım Demirören, Aziz Yıldırım’ın “Kanki”si değil miydi?
Mehmet Ali Aydınlar, Aziz Yıldırım’ın “Kanki”si değil miydi?
Sadri Şener, tüm Galatasaray’ın “Kanki”si değil miydi?
Tüm futbol camiası, maçları istediği güne aldıran, gelmiş geçmiş tüm milletvekillerinden daha kudretli, istediğini haşlayan, istediğinin sırtını sıvazlayan, “onu çekeceğinize bunu çekin, onu tutacağınıza bluetooth’un” diyebilen bir imparatorun “Kanki”si değil miydi?
Türkiye, 1923’ten beri aradığı maskotu buldu.
Çiftlik levreği, sarı kanat görünümlü lüfer, doğan görünümlü şahin, ampüle çarpıp yanarak ölen sivrisinek, vezir parmağı, kadın budu köfte, siklemen bize özgü maskot alternatiflerimizdi.
Fakat gerçekten bizi bizden daha iyi temsil edebilen bir maskot bulunamazdı.
Yavru kangal “Kanki.”
Tu-tut.
Kanki, yakala oğlum.
Koş.
Git bana memleketimi geri getir.
Tu-tut.