Beyefendi siz ne diyorsunuz Allah aşkına? Ağzınızdan çıkanı kulağınız duyuyor mu? Şimdi sizinle bir fikir jimnastiği yapalım. Yıllar itibarıyla yapılan haksızlıkları bir bir yazalım. O zaman kim veya kimler haysiyet cellatlığı yapmış görelim bakalım.
Başlıyorum;
1) Yıl 2001.Yönetimde Cengiz Yağız var. Genel itibarıyla sportif açıdan federasyon başarılı durumda. Ülke olarak iyi madalyalar kazanıyoruz. Fakat o da ne; yönetim isimsiz imzasız ve/veya isimli imzalı (çoğu şantaj ve zorlamalarla yazdırılmış) ihbar mektupları ile karalama kampanyaları ile yıpratılmaya çalışılıyor. Bu mektupları yazanlar daha sonra çıkıp kendileri olan biteni itiraf ettiler, ama bunu kim veya kimler biliyor, hem de hukuk kanalıyla. Cadı avına çıkılmış. Avrupa’da başarılı olan bir sporcumuzun kutlaması anında ”Allahü Ekber” denilmesi nedeniyle ulusal gazetelerde sayfa sayfa afişler,”Taekwon-do’ya irtica bulaştı.”, “Federasyon yönetimi irticacı” yakıştırmaları,
2) Diğer yandan, o zamanki federasyon başkanı için içten içe camia içerisinde değişik taktikler; “Başkan içki içiyor” ve “namaz kılmıyor” yakıştırmaları ve camia içerisinde bunu yayma çalışmaları. Ve ne hazindir ki, basında irticacı olan kişi kendi camiası içerisinde içkici ilan etmeler,
3) Bitmedi, bilindiği üzere 2002 yılında Samsun’da düzenlenen Avrupa Şampiyonası için devletin kasasından bir kuruş bile harcanmadan yapılması amacıyla sarf edilen bunca çabalar ve bir sponsor bulunarak bu şampiyonanın bir kuruş bile harcanmadan yapılması karşısında ödül beklerken alınan cezalar. Ve bu cezaların camiadan bazı kişiler tarafından sanki terör örgütüne üye birinin almış olduğu cezalar gibi camiamıza lanse edilmesi,
4) Kendini mahkemelerde kurtarmaya çalışan başarılı bir başkanın camiası içerisinde düşürüldüğü utanç verici durumlar. (Maç seyretmeye gittiğinde dahi protokol tribününde yer verilmemesi gibi.),
5) Yıllarca damgalı bir şekilde camiaya sunularak bir daha seçimlere katılmaması için yapılan haksızlıklar,
6) 2008 yılı seçimlerinde yine de, eski başkanın seçimleri alabileceği ihtimaline karşı delegele seçimlerinde her türlü sahtekârlıklar ve bu sahtekârlıkların ortaya çıkmasına rağmen, pişkin pişkin yine sağı solu suçlamaları,
7) 2012 yılı seçimlerinde yine seçime sokmamak için yapılan onlarca rezillikler, şantajlar, sahte imza kullanımları ve daha niceleri.(Mahkeme aşamasındadır.)
8) Buna rağmen yine de, adil ve hakkaniyetli bir seçime girip yapmak istediklerini anlatmaya çalışan eski bir başkan,
9) Şimdi size soruyorum; 2012 yılı seçimlerinde seçime girmeye ait oyu bulmasına rağmen çift oy var gerekçesiyle seçime sokmadığınız kişinin, eğer seçilse idi neler yapmak istediği hakkına en ufak bir fikriniz var mı? Ben iddia ediyorum, Eğer 2012 yılı seçimlerinde başkanımız malum kişi olsa idi, 2013 yılı Dünya Şampiyonasında ilk üçe girerdik. Çünkü, en azından ne yapacağını bilen bir başkanımız olurdu. Ve yönetimde her zaman Taekwon-do’nun birinci planda olduğunu bilirdik. Seçmeler adil olurdu. Kurullar belli olurdu. Kimseye ayrıcalıklı davranılmazdı. Devletin verdiği paralarında nereye gittiğini şeffaf bir şekilde bilirdik. Şimdi konuşalım. Siz muhalefet yapmanın çok kolay bir şey olduğunu mu düşünüyorsunuz. Bakın bizim sitemizde yazı yazan veya taraftarımız olduğu bilinen kişilere bir bakın. Kendilerine ve öğrencilerine yapılanlara bir bakın. Bu gerçek kahramanlar yapılan haksızlıklar karşısında hiçbir zaman yılmayacaklarını da göreceksiniz. Haysiyet cellatlığı yapanların karşılarında dimdik durmaya devam edeceklerdir. Adalet istiyor iseniz, herkese adaletli davranınız. Öyle tek taraflı ve mevcut yönetime yaranmak için yazı yazmakla bu işler olmaz. Yazı yazacak iseniz ve yüreğiniz yetiyorsa tüm haksızlıkları ortaya koyunuz. Ayrıca, bu kahramanlarda yollarından geri dönmezler. Ta ki şeffaf ve adil bir yönetim gelinceye kadar… Kendinize iyi bakın. Biz buradayız…